aṡl ~ أَصْلٌ

Kamus-ı Muhit - أصل maddesi

Şârih-i merhûm der ki baʹzılar ʹindinde bir şey΄in أَصْلٌ [aṡl]ı kâʹidesinden ʹibârettir ki o şey΄i yukarı mürtefiʹ oluyor tevehhüm eylesen, onun irtifâʹıyla sâyir olarak mürtefiʹ ola, ağacın kökü ve duvarın dibi gibi. Ve ʹinde’l-baʹz أَصْلُ الشَّيْءِ [aṡlu’ş-şey΄] o şey΄in vücûdunun müstenid olduğu nesneden ʹibârettir, kaldı ki sûret-i taʹrîfler muhtelif ve me΄âller müttehiddir. Ve haseb ve nesebe ki soy taʹbîr olunur, أَصْلٌ [aṡl] ıtlâkı bu maʹnâdandır. Ve ʹArabın “لَا أَصْلَ لَهُ وَلَا فَصْلَ” kavllerinde أَصْلٌ [aṡl]dan murâd haseb ve فَصْلٌ [faṡl]dan murâd lisân olduğu Kisâ΄î’den menkûldür. İntehâ. Ve

أَصْلٌ [aṡl] Masdar olur, bir kimseyi bilerek katl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَلَهُ عِلْمًا أَصْلًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَتَلَهُ Mütercim der ki Esâs’ın beyânına göre bu maʹnâ أَصْلٌ [aṡl]ın maʹnâ-yı mevzûʹundan me΄hûzdur ki asl ve hakîkatine isâbet etti maʹnâsı irâde olunur yâhûd أَصَلَةٌ [aṡalet]ten me΄hûzdur ki insâna sıçrayıcı hayye-i kattâleye denir, ke-mâ se-yuzkeru. İntehâ. Ve

أَصْلٌ [aṡl] Bir kimse üzerine أَصَلَةٌ [aṡalet] dedikleri yılan sıçrayıp atılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَلَتْهُ الْأَصَلَةُ إِذَا وَثَبَتْ عَلَيْهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı