اَلتَّصْغِيرُ [et-taṡġîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) ve
اَلْإِصْغَارُ [el-iṡġâr] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi küçültmek maʹnâsınadır ve bu ibtidâ΄en ve tedrîcen olur; yukâlu: صَغَّرَ الشَّيْءَ وَأَصْغَرَهُ إِذَا جَعَلَهُ صَغِيرًا Ve
إِصْغَارٌ [iṡġâr] Arzın nebâtı sagîr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَصْغَرَتِ الْأَرْضُ إِذَا صَارَ نَبَاتُهَا صَغِيرًا Ve bir kimseyi hor ve hakîr eylemek maʹnâsınadır ki horlamak taʹbîr olunur; yukâlu: أَصْغَرَهُ إِذَا جَعَلَهُ صَاغِرًا أَيْ ذَلِيلاً Ve küçük kırba dikmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصْغَرَ الْقِرْبَةَ إِذَا خَرَزَهَا صَغِيرَةً Ve küçük evlâd peydâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْتَبَعُوا لِيُصْغِرُوا أَيْ يُولِدُوا الْأَصَاغِرَ
اَلْإِصْغَارُ [el-iṡġâr] (hemzenin kesriyle) Küçük etmek; yukâlu: أَصْغَرَهُ غَيْرُهُ Ve
إِصْغَارٌ [iṡġâr] Küçük kırba dikmeğe dahi derler; yukâlu: أَصْغَرَتِ الْقِرْبَةُ أَيْ خَرَزَتْهَا صَغِيرَةً Ve خَرَزَةٌ [ḣarezet] ḣâ-i muʹceme ve râ-i mühmele ve zâ-i muʹceme ile sahtiyân dikmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı