iʹlâl ~ إِعْلَالٌ

Kamus-ı Muhit - إعلال maddesi

Mütercim der ki Miṡbâḩ’ın tahrîrine göre mechûl bünyesiyle عُلَّ الْإِنْسَانُ sîgası vardır, maraz maʹnâsına. Ve baʹzılar bâb-ı sâniden lâzım olarak mebnî li’l-fâʹil îrâd ederler ki ism-i mefʹûl عَلِيلٌ [ʹalîl] olur, niteki mü΄ellif dahi masdarı عِلَّةٌ [ʹillet] olarak resm eylemiştir. Ve Muġrib’de ذُو عِلَّةٍ ile müfesserdir. Pes أَعَلَّهُ اللهُ فَهُوَ مَعْلُولٌ terkîbi kavl-i sahîh üzere tedâhul kabîlindendir, zîrâ aslı أَعَلَّهُ اللهُ فَعُلَّ عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولُ فَهُوَ مَعْلُولٌ dur, hattâ hasta eylemek maʹnâsına müteʹaddî olarak عِلَّةٌ [ʹillet] sîgası dahi vârid olmakla مَعْلُولٌ [maʹlûl] ondan kıyâs üzere masûgdur. Ve إِعْلَالٌ [iʹlâl]den kıyâs üzere ism-i mefʹûl مُعَلٌّ [muʹall] ʹunvânında dahi vârdır, lâkin kalîlü’l-istiʹmâldir. Bu takdîrce mü΄ellifin tereddüdü nâ-mülâyim olur, hattâ Sîbeveyhi’nin gâhca مُفْعَلٌ [mufʹal] bünyesinden mefʹûl ile istignâ olunur kavli vech-i evvel dakîkasına yaʹnî tedâhüle mahmûl olur, niteki أَحَمَّهُ فَهُوَ مَحْمُومٌ وَأَجَنَّهُ فَهُوَ مَجْنُونٌ kavllerinde dahi bu resme taʹbîr eylemiştir. Ve

إِعْلَالٌ [iʹlâl] Deve suyu içip gereği gibi kanmaksızın döndürmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَعْلَلْتُ الْإِبِلَ إِذَا أَصْدَرْتَهَا قَبْلَ رِيِّهَا Ve ʹalâ-kavlin bunda muʹceme iledir.

Vankulu Lugatı - إعلال maddesi

اَلْإِعْلَالُ [el-iʹlâl (hemzenin kesriyle) Kavmin davarı ikinci mertebe su içmek; yukâlu: أَعَلَّ الْقَوْمُ شَرِبَتْ إِبِلُهُمُ الْعَلَلَ Ve

إِعْلَالٌ [iʹlâl] Deveyi suya kanmazdan evvel döndürmeğe dahi derler; yukâlu: أَعْلَلْتُ الْإِبِلَ إِذَا أَصْدَرْتَهَا قَبْلَ رِيِّهَا Ve ashâb-ı iştikâktan baʹzı zikr olunan kelimeyi ġayn-ı muʹceme iledir dedi ʹataş maʹnâsı mülâhaza olunmakla, lâkin mesmûʹ olan ʹayn-ı mühmele iledir. Ve

إِعْلَالٌ [iʹlâl] Maraz eriştirmeğe dahi derler; yukâlu: لَا أَعَلَّكَ اللهُ أَيْ لَا أَصَابَكَ بِعِلَّةٍ



Kamus Muhit ve Vankulu Ara

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı