اَلْخَلِيقُ [el-ḣalîḵ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bir nesneye yaraşık ve çesbân olan şey΄e ıtlâk olunur, gûyâ ki onun için halk olunmuştur; yukâlu: هُوَ خَلِيقٌ لَهُ أَيْ جَدِيرٌ
اَلْخَلِيقُ [el-ḣalîḵ] (ḣâ’nın fethi ve lâm’ın kesri ve meddiyle) Şol kimsedir ki her ʹuzvu kemâl üzere ola, tâmmü’l-halk maʹnâsına.
اَلْخُلَيْقُ [el-ḣulayḵ] (ḣâ’nın zammı ve lâm’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Eski maʹnâsına olan خَلَقٌ [ḣalaḵ]ın tasgîri; yukâlu: مِلْحَفَةٌ خُلَيْقٌ بِلَا هَاءٍ لِأَنَّهَا صِفَةٌ وَالْهَاءُ لَا يَلْحَقُ تَصْغِيرَ الصِّفَاتِ كَمَا قَالُوا نُصَيْفٌ فِي تَصْغِيرِ امْرَأَةٍ نَصَفٍ Ve نَصَفٌ [neṡaf] orta yaşlı ʹavret demektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı