er-remelân ~ اَلرَّمَلَانِ

Kamus-ı Muhit - الرملان maddesi

اَلرَّمَلُ [er-remel] (fethateynle) ve

اَلرَّمَلَانُ [er-remelân] (fetehâtla) ve

اَلْمَرْمَلُ [el-mermel] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) Ling ile yürümek maʹnâsınadır; yukâlu. رَمَلَ فُلَانٌ رَمَلًا وَرَمَلَانًا وَمَرْمَلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا هَرْوَلَ ve minhu: رَمَلَانُ طَائِفِ الْبَيْتِ الشَّرِيفِ Ve

رَمَلٌ [remel] ʹArûziyyûn ıstılâhında kasîde ile recezden mâ-ʹadâya ıtlâk olunur. Şârih der ki mü΄ellifin tefsîri vazʹ-ı ʹAraba mebnîdir ki kasîde ile recezin gayrı şiʹre رَمَلٌ [remel] ıtlâk ederler. Ve ehl-i ʹarûz bahr-i mahsûsa رَمَلٌ [remel] ıtlâk ederler ki vezni altı kerre fâʹilâtün cüz΄lerinden mürekkebdir, nesc-i hasîr gibi muntazamü’l-evtâd olduğu için tesmiye eylediler. İntehâ. Ve

رَمَلٌ [remel] Azca yağmura denir. Ve bir nesnede olan ziyâdeye denir. Ve bakar-ı vahşînin ayaklarında olan hutûta denir ki kendi levnine muhâlif olur.

Vankulu Lugatı - الرملان maddesi

اَلرَّمَلَانِ [er-remelân] (fethateynle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: رَمَلْتُ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ رَمَلًا وَرَمَلَانًا Ve

رَمَلٌ [remel] ʹArûzdan bir bahrdır. Ve

رَمَلٌ [remel] Az yağmura dahi derler, matar-ı kalîl maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı