اَلرُّمْلَةُ [er-rumlet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Bakar-ı vahşiyyenin ayaklarında ve sırtlarında olan siyâh çizgiye denir; cemʹi رُمَلٌ [rumel]dir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve أَرْمَالٌ [ermâl]dir. Şârihin beyânına göre فِي قَوَائِمِ الْبَقَرَةِ الْوَحْشِيَّةِ وَفِي ظَهْرِهَا ʹibâreti nüshalardan sâkıttır.
اَلرَّمْلَةُ [er-remlet] (râ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Vâhidi, bir pâre kum maʹnâsına. Ve
رَمْلٌ [reml] Hasîr dokumağa dahi derler; tekûlu: رَمَلْتُ الْحَصِيرَ إِذَا سَفَفْتَهُ Ve سَفٌّ [seff] sîn-i mühmele ile dokumaktır ve taht oturağına yâ ipten yâhûd nevârdan bir nesne örmeğe derler; yukâlu: رَمَلَ سَرِيرَهُ إِذَا رَمَلَ شَرِيطًا أَوْ غَيْرَهُ فَجَعَلَهُ ظَهْرًا لَهُ Ve شَرِيطٌ [şerîṯ] şîn-i muʹceme ile hurmâ yaprağından bükülen ipe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı