es-sikkînet ~ اَلسِّكِّينَةُ

Kamus-ı Muhit - السكينة maddesi

اَلسِّكِّينُ [es-sikkîn] ve

اَلسِّكِّينَةُ [es-sikkînet] (sîn’in kesri ve kâf’ın teşdîdiyle) Maʹrûftur ki bıçağa denir. Fârisîde kârd denir; mezbûhu hareketten iskân eylediği için ıtlâk olunmuştur. سِكِّينٌ [sikkîn] lafzı müzekker ve mü΄ennes olur.

اَلسَّكِينَةُ [es-sekînet] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) ve

اَلسِّكِّينَةُ [es-sikkînet] (sîn’in kesriyle ve kâf’ın teşdîdiyle) Vakâr ve tume΄nînet ve temkîn maʹnâsınadır; ve kuri΄e bihimâ kavluhu taʹâlâ: ﴿وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ آيَةَ مُلْكِهِ أَنْ يَأْتِيَكُمُ التَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ﴾ اَلْآيَة أَيْ فِيهِ مَا تَسْكُنُونَ بِهِ إِذَا أَتَاكُمْ أَوْ هِيَ شَيْءٌ كَانَ لَهُ رَأْسٌ كَرَأْسِ الْهِرِّ مِنْ زَبَرْجَدٍ وَيَاقُوتٍ وَجَنَاحَانِ Yaʹnî baʹzılar dedi ki burada سَكِينَةٌ [sekînet]ten murâd bir nesnedir ki zebercedden ve yâkûttan yed-i kudretle masnûʹdur; kedi başı gibi başı ve kanatları var idi, kaçan sayha eyledikte aʹdâlarına fevz ve zafer bulmağa delîl olmakla ıztırâb-ı derûnları ârâm ve sükûnete muhavvel olur idi.

Vankulu Lugatı - السكينة maddesi

اَلسَّكِينَةُ [es-sekînet] (sîn’in fethi ve kâf’ın kesri ve meddiyle) Bir nesneye ârâm vermek. Ve vakâr üzere olmak.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı