اَلْإِسْجَامُ [el-iscâm] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّسْجِيمُ [et-tescîm] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) ve
اَلتَّسْجَامُ [et-tescâm] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Bir adam göz yaşını akıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْجَمَ الرَّجُلُ الدَّمْعَ وَسَجَّمَهُ تَسْجِيمًا وَتَسْجَامًا إِذَا صَبَّهُ
اَلْإِسْجَامُ [el-iscâm] (hemzenin kesriyle) Yağmur muttasıl yağmak, إِسْجَامٌ [iscâm] gibidir veznen ve maʹnen; yukâlu: أَسْجَمَتِ السَّمَاءُ إِذَا صَبَّتْ Ve sâhib-i Ḵâmûsإِسْجَامٌ [iscâm]ı yağdırmak maʹnâsında îrâd edip أَسْجَمَتِ السَّمَاءُ إِذَا صَبَّتْ مَاءَهَا demiştir, egerçi إِسْجَامٌ [iscâm]ı maʹnâ-yı lâzım ile tefsîr edip Cevherî’ye muvâfakat etmiştir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı