اَلْإِفْضَالُ [el-ifḋâl] (hemzenin kesriyle) Bir adamı lutf ve ihsânla memnûn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْضَلَ عَلَيْهِ إِذَا تَطَوَّلَ Ve haseb cihetiyle bir kimseden efzûn ve ziyâde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْضَلَ عَلَيْهِ فِي الْحَسَبِ إِذَا صَارَ فَاضِلًا Ve bir nesneden ziyâde gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْضَلَ عَنْهُ إِذَا زَادَ Ve bir nesneden artırıp bakiyye komak maʹnâsınadır; tekûlu: أَفْضَلْتُ مِنْهُ الشَّيْءَ أَيْ تَرَكْتُ مِنْهُ وَأَبْقَيْتُهُ
اَلْإِفْضَالُ [el-ifḋâl] (hemzenin kesriyle) İhsân maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْضَلَ عَلَيْهِ إِذَا أَحسَنَ Ve
إِفْضَالٌ [ifḋâl] Bir nesneyi ziyâde işlemeğe dahi derler; yukâlu: أَفْضَلْتُ مِنْهُ الشَّيْءَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı