اَلْأُنِيُّ [el-uniyy] (hemzenin zammıyla جُفِيٌّ [cufiyy] vezninde) ve
اَلْإِنَى [el-inâ] (رِضًى [riḋâ] vezninde) Gecikip gerilenmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنَى الرَّجُلُ أُنِيًّا وَأَنِيَ إِنًى مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا تَأَخَّرَ وَأَبْطَأَ
اَلْإِنَى [el-inâ] (hemzenin kesri ve nûn’un tahfîfi ve elifin kasrıyla) Karîb olmak; tekûlu: أَنَى يَأْنِي إِنًى إِذَا حَانَ Ve
إِنَى [inâ] Bir nesne erişmeğe dahi derler; tekûlu: أَنَى الشَّيْءُ إِذَا أَدْرَكَ Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿غَيْرَ نَاظِرِينَ إِنَاهُ﴾ (الأحزاب، 53) Ve bir nesnenin harâreti kemâlinde olmağa dahi derler; yukâlu: أَنَى الْحَمِيمُ إِذَا انْتَهَى حَرُّهُ Minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ آنٍ﴾ (الرحمن، 44)
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı