اَلْأَنِيضُ [el-enîḋ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Nuzc bulmamış tatarı ete denir; yukâlu: لَحْمٌ أَنِيضٌ أَيْ نِيءٌ Ve bir nesneden belinleyip korkmak sebebiyle içeride bağırsakların titreyip oynamasına denir; tekûlu: أَخَذَنِي أَنِيضُ الْأَمْعَاءِ وَهُوَ خَفَقَانُهُ فَزَعًا Ve
أَنِيضٌ [enîḋ] Et bozulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنَضَ اللَّحْمُ أَنِيضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَغَيَّرَ
اَلْأَنِيضُ [el-enîḋ] (hemzenin fethi ve nûn’un kesri ve meddiyle) Şol ettir ki pişmeye. Ve
أَنِيضٌ [enîḋ] Et mütegayyir olmağa da derler; yukâlu: أَنَضَ اللَّحْمُ أَنِيضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَغَيَّرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı