اَلْإِهْتِضَاضُ [el-ihtiḋâḋ] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) ve
اَلْهَضْهَضَةُ [el-haḋheḋat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Bunlar da bir nesneyi kırıp ufatmak maʹnâsınadır, ihtilâf-ı mezkûr üzere; yukâlu: إِهْتَضَّهُ وَهَضْهَضَهُ بِمَعْنَى هَضَّهُ Ve bir kimse bir adama karşı kendi nefsini tevâzuʹla kesr ve tahkîr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: إِهْتَضَضْتُ نَفْسِي لِفُلاَنٍ أَيِ اسْتَزَدْتُهَا
اَلْإِهْتِضَاضُ [el-ihtiḋâḋ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Kezâlik ufatmak, kesr maʹnâsına; yukâlu: إِهْتَضَّهُ إِذَا كَسَرَهُ Ve
إِهْتِضَاضٌ [ihtiḋâḋ] Nefsi kesr etmeğe de derler; tekûlu: إِهْتَضَضْتُ نَفْسِي لِفُلَانٍ إِذَا اسْتَزَدْتَهَا Ve إِسْتِزَادٌ [istizâd] bir nesneyi hakîr ve kasîr görmeğe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı