اَلْإِهْتِبَالُ [el-ihtibâl] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Çok yalan söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِهْتَبَلَ الرَّجُلُ إِذَا كَذَبَ كَثِيرًا Ve sayyâd sayd ve şikâr araştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِهْتَبَلَ الصَّيْدَ إِذَا بَغَاهُ Ve bir adam veledini yavı kılmakla girye ve zârî kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِهْتَبَلَ عَلَى وَلَدِهِ إِذَا أَثْكَلَ Ve minhu yukâlu: إِهْتَبِلْ هَبَلَكَ عَلَى الْأَمْرِ أَيْ عَلَيْكَ بِشَأْنِكَ Yaʹnî “Sen kendi hâl ve şânına meşgûl ol” demektir, lisânımızda dahi bu mevkiʹde “Var sen kendi ölüne ağla” taʹbîri vardır. Ve
إِهْتِبَالٌ [ihtibâl] Rencberlikle kesb ü kâra çalışmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِهْتَبَلَ لِأَهْلِهِ إِذَا تَكَسَّبَ Ve igtinâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِهْتَبَلَ كَلِمَةَ حَكْمَةٍ أَيِ اغْتَنَمَهَا
اَلْإِهْتِبَالُ [el-ihtibâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir nesneyi ganîmet bulmak. Ve hîle kılmak; yukâlu: إِهْتَبَلْتُ غَفْلَتَهُ أَيْ إِحْتَلْتُ وَاغْتَنَمْتُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı