اَلْإِيضَاعُ [el-îḋâʹ] (hemzenin kesriyle) Bu dahi develer hemân su çevresinde olan şûr otlukları otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْضَعَتِ الْإِبِلُ إِذَا رَعَتِ الْحَمْضَ حَوْلَ الْمَاءِ وَلَمْ تَبْرَحْ Ve deve sürʹatle yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوضَعَتِ الْإِبِلُ إِذَا أَسْرَعَتْ فِي سَيْرِهَا Ve ticârette ziyâna uğramak maʹnâsınadır; yukâlu: أُوضِعَ فِي التِّجَارَةِ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا خَسِرَ فِيهَا Ve merkûbu yelitip sürʹatle eştirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْضَعَ الدَّابَّةَ إِذَا أَسْرَعَهَا Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿ولَأَوْضَعُوا خِلَالَكُمْ﴾ أَيْ حَمَلُوا رِكَابَهُمْ عَلَى الْعَدْوِ السَّرِيعِ
اَلْإِيضَاعُ [el-îḋâʹ] (hemzenin kesri ve meddiyle) Sürʹat ettirmek; yukâlu: أَوْضَعَهُ رَاكِبُهُ Ve
إِيضَاعٌ [îḋâʹ] Ticâretinde zarar etmeğe dahi derler; yukâlu: أُوضِعَ الرَّجُلُ عَلَى مَا لَمْ يُسَمَّ فَاعِلُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı