el-îʹâb ~ اَلْإِيعَابُ

Kamus-ı Muhit - الإيعاب maddesi

اَلْإِيعَابُ [el-îʹâb] (hemzenin kesriyle) Bu dahi bir şey΄in mecmûʹunu avuçlayıp almak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْبَعَبَهُ بِمَعْنَى وَعَبَهُVe biriktirmek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: أَوْعَبَ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعَهُ Ve bir nesneyi bi-tamâmihi kesmek ve koparmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: أَوْعَبَ الْجَذْعَ أَيِ اسْتَأْصَلَهُ Yaʹnî “Burnunu bi’t-tamâm katʹ eyledi.” Ve bunda diyet lâzım gelir. Ve bir nesne içre bir nesneyi bi-tamâmihi idhâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْعَبَ الشَّيْءَ فِي الشَّيْءِ إِذَا أَدْخَلَهُ فِيهِ كُلَّهُ

Vankulu Lugatı - الإيعاب maddesi

اَلْإِيعَابُ [el-îʹâb] (hemzenin kesriyle) Bir yere cemʹ olmak; yukâlu: أَوْعَبَ الْقَوْمُ إِذَا حَشَدُوا وَالْحَشَدُ بِالْحَاءِ وَالدَّالِ الْمُهْمَلَتَيْنِ وَالشِّينِ الْمُعْجَمَةِ الْإِجْتِمَاعُ Ve

إِيعَابٌ [îʹâb] Şümûl maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَوْعَبَ بَنُو فُلَانٍ جَلَاءً فَلَمْ يَبْقَ بِبَلَدِهِمْ مِنْهُمْ أَحَدٌ Ve yukâlu: جَدَعَهُ فَأَوْعَبَ أَنْفَهُ Yaʹnî cümleten kesti.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı