اَلْإِيزَارُ [el-îzâr] (hemzenin kesriyle) İhrâz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْزَرَ الشَّيْءَ إِذَا أَحْرَزَهُ Ve bir nesneyi alıp götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْزَرَ الشَّيْءَ إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve bir yeri kendisine melce΄ ve melâz edinmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْزَرَهُ إِذَا جَعَلَ لَهُ وَزَرًا يَعْنِي يَأْوِى إِلَيْهِ وَيَلْجَأُ Ve bir nesneyi muhkem ve üstüvâr eylemek maʹnâsınadır; yukalu: أَوْزَرَ الشَّيْءَ إِذَا أَوْثَقَهُ Ve gizlemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْزَرَ الشَّيْءَ إِذَا خَبَأَهُ
اَلْإِيزَارُ [el-îzâr] (hemzenin kesri ve meddiyle) Hıfz etmek, hirâz maʹnâsına; yukâlu: أَوْزَرْتُ الشَّيْءَ أَيْ أَحْرَزْتُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı