اَلْبُغَامُ [el-buġâm] (ġayn-ı muʹceme ile غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
اَلْبُغُومُ [el-buġûm] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Âhû kısmı zârîlik eder gibi yanık yanık kendi yavrusuna bağırıp melemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَغَمَتِ الظَّبْيَةُ بُغَامًا وَبُغُومًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا صَاحَتْ إِلَى وَلَدِهَا بِأَرْخَمِ مَا يَكُونُ مِنْ صَوْتِهَا Ve nâka kesik kesik hanîn ve zârî eylemek maʹnâsınadır ki yavrusuna şevk ve ârzû ile hanîn eylemektir; yukâlu: بَغَمَتِ النَّاقَةُ إِذَا قَطَعَتِ الْحَنِينَ وَلَمْ تَمُدَّهُ Ve sığın ve ceyran makûlesi melemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَغَمَ الثَّيْتَلُ وَالْأَيِّلُ وَالْوَعِلُ إِذَا صَوَّتَ Ve bir adam sözü hoşça ifâde ve beyân eylemeyip anlatır anlatmaz, arkın söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَغَمَ فُلَانٌ بِصَاحِبِهِ إِذَا لَمْ يُفْصِحْ لَهُ عَنْ مَعْنَى مَا يُحَدِّثُهُ
اَلْبُغَامُ [el-buġâm] (bâ’nın zammı ve ġayn-ı muʹcemenin tahfîfiyle) Âhû âvâzı, صَوْتُ الظَّبْيَةِ maʹnâsına. Ve nâkanın şol âvâzına dahi derler ki fasîh olmaya.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı