el-ḩabḋ ~ اَلْحَبْضُ

Kamus-ı Muhit - الحبض maddesi

اَلْحَبْضُ [el-ḩabḋ] (قَبْضٌ [ḵabḋ] vezninde) Ölmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَضَ الرَّجُلُ حَبْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا مَاتَ Ve yayın kirişini tıngırdatmak için çekip salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَضَ بِالْوَتَرِ وَحَبِضَ بِهِ حَبْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا أَنْبَضَ Ve

حَبْضٌ [ḩabḋ] ve

حَبَضٌ [ḩabaḋ] (fethateynle) Ok doğru nişâna gitmeyip atan kimsenin önüne düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَضَ السَّهْمُ وَحَبِضَ حَبْضًا وَحَبَضًا مِنَ الْبَابَيْنِ الْمَزْبُورَيْنِ إِذَا وَقَعَ بَيْنَ يَدَيِ الرَّامِي وَلَمْ يَسْتَقِمْ Ve

حَبْضٌ [ḩabḋ] Savt-ı zaʹîf maʹnâsınadır. Ve yürek bir mikdâr oynadıktan sonra sâkin olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَضَ الْقَلْبُ حَبْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَ ضَرْبًا ثُمَّ سَكَنَ

اَلْحَبَضُ [el-ḩabaḋ] (fethateynle) Taharrük maʹnâsınadır; yukâlu: مَا بِهِ حَبَضٌ وَلاَ نَبَضٌ أَيْ حَرَاكٌ Ve savt maʹnâsınadır; tekûlu: سَمِعْتُ حَبَضَهُ أَيْ صَوْتَهُ Ve damar pek atıp oynamağa denir ki نَبْضٌ [nebḋ]den eblagdır. Ve zor ve kuvvet maʹnâsınadır; yukâlu: مَا بِهِ حَبَضٌ أَيْ قُوَّةٌ Ve ramak-ı hayât maʹnâsınadır; yukâlu: فِيهِ حَبَضٌ أَيْ بَقِيَّةُ الْحَيَاةِ Ve حَبَضُ السَّهْمِ [ḩabaḋu’s-sehm] maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - الحبض maddesi

اَلْحَبَضُ [el-ḩabaḋ] (fethateynle) Hareket; yukâlu: “مَا بِهِ حَبَضٌ وَلَا نَبَضٌ” أَيْ لَا حِرَاكٌ Ebû ʹAmr eyitti: حَبَضٌ [ḩabaḋ] savt maʹnâsınadır ve نَبَضٌ [nEbaḋ] ıztırâb-ı ʹırk maʹnâsınadır, yaʹnî damar hareket etmek. Ve Aṡmaʹî eyitti: لَا أَدْرِي مَا الْحَبَضُ Ve

حَبَضٌ [ḩabaḋ] Kirişi âvâzı çıksın diye çekip salıvermeğe dahi derler; yukâlu: حَبَضَ بِالْوَتِرِ إِذَا نَبَضَ Ve

حَبَضٌ [ḩabaḋ] Ok atan kimsenin önüne düşmek; yukâlu: حَبَضَ السَّهْمُ إِذَا وَقَعَ بَيْنَ يَدَيِ الرَّامِي ki bu صَارِدٌ [ṡârid]in mukâbilidir. Ve صَارِدٌ [ṡârid] ṡâd-ı mühmele ve dâl-ı mühmele ile ok nişânı öte geçmeğe derler. Ve

حَبَضٌ [ḩabaḋ] Kuyunun suyu eksilmeğe dahi derler; yukâlu: حَبَضَ مَاءُ الرَّكِيَّةِ إِذَا نَقَصَ Ve

حَبَضٌ [ḩabaḋ] Hak bâtıl olmağa dahi derler; yukâlu: حَبَضَ حَقُّهُ إِذَا بَطَلَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı