el-ḩazb ~ اَلْحَزْبُ

Kamus-ı Muhit - الحزب maddesi

اَلْحَزْبُ [el-ḩazb] (ḩâ’nın fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Bir kimseye bir şedîd ve ʹazîm iş isâbet eylemek, ʹalâ-kavlin fec΄eten bir emr-i şedîd isâbet edip be-gâyet tazyîk ve tenkîl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَزَبَهُ اْلأَمْرُ حَزْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ اِذَا نَابَهُ وَاشْتَدَّ عَلَيْهِ أَوْ ضَغَطَهُ فَجْأَةً

اَلْحِزْبُ [el-ḩizb] (ḩâ’nın kesri ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Adamın her gün muʹtâd üzere kırâ΄atine müdâvemet eylediği vird-i muʹayyenine ıtlâk olunur. Maʹnâ-yı âtîden me΄hûzdur ki nefsine tavzîf eylediği tâ΄ife-i duʹâ olacaktır. Şârih der ki وِرْدٌ [vird] kelimesi vâv’ın kesriyle suya gelmekte olan nöbete denir, mecâzen herkes evkât-ı mahsûsada kendi nefsine iltizâm-ı kırâ΄at eylediği âyât ve salavât ve ezkâr ve edʹiyeye ıtlâk olunur. İntehâ. Yukâlu: قَرَأَ حِزْبَهُ مِنَ الْقُرْآنِ أَيْ وِرْدَهُ الَّذِي اِعْتَادَهُ Ve

حِزْبٌ [ḩizb] Mutlakan tâ΄ife maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı mevzûʹ-ı budur; yukâlu: عِنْدَهُ حِزْبٌ مِنْهُ أَيْ طَائِفَةٌVe silâha ve âlet-i harbe denir. Ve hâssaten cemâʹat-i insânîye ıtlâk olunur; yukâlu: جَاءَ حِزْبٌ مِنَ النَّاسِ أَيْ جَمَاعَةٌ

Vankulu Lugatı - الحزب maddesi

اَلْحَزْبُ [el-ḩazb] (ḩâ’nın fethiyle ve zâ’nın sükûnuyla) Bir ʹazîm işe duş olmak; yukâlu: حَزَبَهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ أَيْ أَصَابَهُ

اَلْحِزْبُ [el-ḩizb] (ḩâ’nın kesri ve zâ’nın sükûnuyla) Ashâb ve tâ΄ife ve vird maʹnâsına da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı