اَلدُّعَابَةُ [ed-duʹâbet] (dâl’ın zammıyla) Oyuna denir, laʹib maʹnâsınadır ki murâd gülüp oynayacak oyundur, horata taʹbîr olunur; yukâlu: فِيهِ دُعَابَةٌ أَيْ لَعِبٌ Ve
دُعَابَةٌ [duʹâbet] Siyâh karıncaya denir. Ve
دُعَابَةٌ [duʹâbet] أَدْعَبُ [edʹabe] lafzından ki ahmak maʹnâsınadır, ism olur, bönlük ve oğuzluk, humk maʹnâsına; yukâlu: بِهِ دُعَابَةٌ أَيْ حُمْقٌ
اَلدَّعَّابَةُ [ed-daʹʹâbet] (عَلاَّمَةٌ [ʹallâmet] vezninde) ve
اَلدَّعِبُ [ed-daʹib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلدُّعْبُبُ [ed-duʹbub] (قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde) Niteki zikr olundu. Ve
اَلدَّاعِبُ [ed-dâʹib] Bi’t-tabʹ latîfeci ve gülüp oynayıcı şaṯṯâr ve şûh-meşreb adama denir. Evvelki sîgalar mübâlaga içindir; yukâlu: رَجُلٌ دَعَّابَةٌ وَدَعِبٌ وَدُعْبُبٌ وَدَاعِبٌ أَيْ لاَعِبٌ Ve
دَاعِبٌ [dâʹib] Şol suya ıtlâk olunur ki neşâtından sağına ve soluna sıçrayarak giden at gibi beri öte oynayarak cereyân eyleye; yukâlu: مَاءٌ دَاعِبٌ إِذَا كَانَ يَسْتَنُّ فِي سَيْلِهِ
اَلدُّعَابَةُ [ed-duʹâbet] (dâl’ın zammıyla) Latîfe kılmak; yukâlu: دَعَبَ يَدْعَبُ دَعْبًا وَدُعَابَةً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı