ež-žemmet ~ اَلذَّمَّةُ

Kamus-ı Muhit - الذمة maddesi

اَلذَّمَّةُ [ež-žemmet] (žâl’ın fethiyle) ve

اَلذَّمِيمَةُ [ež-žemîmet] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) ذَمِيمٌ [žemîm] gibi suyu az ve suyu çok olan kuyuya denir ki azdâddan olur.ذَمَّةٌ [žemmet]in cemʹi ذِمَامٌ [žimâm] gelir žâl’ın kesriyle; yukâlu: بِئْرٌ ذَمَّةٌ وَذَمِيمٌ وَذَمِيمَةٌ أَيْ قَلِيلَةُ الْمَاءِ وَغَزِيرَتُهُ Ve

ذَمِيمَةٌ [žemîmet] Kötürümlüğe denir; yukâlu: بِهِ ذَمِيمَةٌ أَيْ زَمَانَةٌ تَمْنَعُهُ الْخُرُوجَ

اَلذِّمَّةُ [ež-žimmet] (žâl’ın kesriyle) ʹAhd ve emân maʹnâsınadır ki nakzı mûcib-i zemm olur; yukâlu: هُوَ ذِمَّتِي أَيْ لَهُ عَهْدٌ Ve kefâlet maʹnâsınadır; yukâlu: لَهُ عَلَيْهِ ذِمَّةٌ أَيْ كَفَالَةٌ Ve daʹvet taʹâmına denir gerek ziyâfet ve gerek velîme olsun; yukâlu: حَضَرْنَا ذِمَّتَهُ وَهِيَ مَأْدُبَةُ الطَّعَامِ أَوِ الْعُرْسِ Ve kendiler ile ʹahd ve peymân olunmuş kavm ve cemâʹate denir ki mahall-i zimmetlerdir; yukâlu: هُمْ ذِمَّةٌ أَيِ الْمُعَاهَدُونَ Şârih der ki fukahânın ثَبَتَ فِي ذِمَّتِي كَذَا kavlleri ʹahd maʹnâsındandır ki mahall-i iltizâm-ı ʹahdde istiʹmâl ederler.

Vankulu Lugatı - الذمة maddesi

اَلذِّمَّةُ [ež-žimmet] (žâl’ın kesri ve mîm’in teşdîdiyle) ʹAkd; yukâlu: هُمْ أَهْلُ الذِّمَّةِ أَيْ أَهْلٌ لِلْعَقْدِ Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: ذِمَّةٌ [žimmet] emân maʹnâsınadır. Bu hadîs-i şerifte ki buyurulmuştur وَيَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı