es-suḩut ~ اَلسُّحُتُ

Kamus-ı Muhit - السحت maddesi

اَلسُّحُتُ [es-suḩut] (zammeteynle) ve

اَلسَّحِيتُ [es-saḩît] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bunlar da مُسْحَتٌ [musḩat] maʹnâsınadır; yukâlu: مَالٌ مَسْحُوتٌ وَمُسْحَتٌ وَسُحُتٌ وَسَحِيتٌ أَيْ مُذْهَبٌ

اَلسُّحْتُ [es-suḩt] (sîn’in zammı ve ḩâ’nın sükûnuyla ve zammeteynle lügattir) Harâm manâsınadır ki kesbi ve ekli mahzûr olan nesneden ʹibârettir, ʹalâ-kavlin سُحْتٌ [suḩt] şol kesb-i habîse denir ki sâhibine ʹâr ve nakîseyi müstelzim ola. Cemʹi أَسْحَاتٌ [esḩât] gelir; yukâlu: هُوَ يَأْكُلُ السُّحْتَ أَيِ الْحَرَامَ أَوْ مَا خَبُثَ مِنَ الْمَكَاسِبِ فَلَزِمَ عَنْهُ الْعَارُ

اَلسَّحْتُ [es-saḩt] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde) إِسْحَاتٌ [isḩât] ile iki maʹnâ-yı evvelde mürâdiftir; yukâlu: سَحَتَ الرَّجُلُ سَحْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اكْتَسَبَ السُّحْتَ ve yukâlu: سَحَتَ الشَّيْءَ إِذَا اسْتَأْصَلَهُ Ve

سَحْتٌ [saḩt] Kabuk ve deri makûlesini soyup gidermek maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَتَ الشَّحْمَ عَنِ اللَّحْمِ إِذَا قَشَرَهُ Ve

سَحْتٌ [saḩt] Hâlis ve bî-gışş maʹnâsına istiʹmâl olunur, gûyâ ki şevâ΄ibi istîsâl olunmuştur; ve minhu yukâlu: بَرْدٌ سَحْتٌ أَيْ صَادِقٌ Ve heder ve telef maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: مَالُهُ وَدَمُهُ سَحْتٌ أَيْ لاَ شَيْءَ عَلَى مَنْ أَعْدَمَهُمَا بَلْ يُهْدَرَانِ وَهُوَ مِنَ اْلإِهْلاَكِ وَالإِسْتِيصَالِ Ve

سَحْتٌ [saḩt] Yeprimiş eski sevbe ıtlâk olunur; yukâlu: ثَوْبٌ سَحْتٌ أَيْ خَلَقٌ

Vankulu Lugatı - السحت maddesi

اَلسُّحْتُ [es-suḩt] ve

اَلسُّحُتُ [es-ṡuḩut] (sîn’in zammıyla ve ḩâ’nın sükûnu ve zammıyla) Harâm maʹnâsınadır.

اَلسَّحْتُ [es-saḩt] (sîn’in fethiyle) Kökünden kesmeğe derler; yukâlu: سَحَتَهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيِ اسْتَأْصَلَهُ ve

سَحْتٌ [saḩt] Bir nesneyi bir nesneden soyup çıkarmağa dahi derler; tekûlu: سَحَتُّ الشَّحْمَ عَنِ اللَّحْمِ إِذَا قَشَرْتَهُ عَنْهُ مِثْلُ سَحَفْتُهُ بِالْفَاءِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı