eş-şâṡir ~ اَلشَّاصِرُ

Kamus-ı Muhit - الشاصر maddesi

اَلشَّاصِرُ [eş-şâṡir] ve

اَلشَّوْصَرُ [eş-şevṡar] (جَوْهَرٌ [cevher] vezninde) شَصَرٌ [şeṡar] ile maʹnâ-yı evvelde mürâdiftir.

Vankulu Lugatı - الشاصر maddesi

اَلشَّاصِرُ [eş-şâṡir] (ṡâd’ın kesriyle) Bi-maʹnâhu. Ebû ʹUbeyd eyitti: Aʹrâbdan çok kimse demiştir ki âhû yavrusuna طَلَا [ṯalâ] derler ṯâ-i mühmelenin fethiyle, ondan sonra خِشْفٌ [ḣişf] derler ḣâ-i muʹcemenin kesri ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla, kaçan şâhları belirse شَادِنٌ [şâdin] derler şîn-i muʹceme ve dâl-ı mühmele ile ve kaçan kavî olup hareket eder olsa شَصَرٌ [şeṡar] derler fethateynle, ondan sonra جَذَعٌ [cežaʹ] derler kezâlik fethateynle, ondan sonra ثَنِيٌّ [šamp;eniyy] derler šamp;â’nın fethi ve nûn’un kesri ve yâ’nın teşdîdiyle. Ve âhû ثَنِيٌّ [šamp;eniyy] olmadan hâlî olmaz tâ ölünceye değin yaʹnî bunun üzerine ism-i âhar ziyâde olunmaz.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı