اَلشَّاصِي [eş-şâṡî] (ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Gözlerin göğe diken kimse. Ve fi’l-meseli: “إِذَا ارْجَحَنَّ شَاصِيًا فَارْفَعْ يَدًا” Yaʹnî “Kaçan bir kimse düşüp ayakların kaldırırsa ondan el çek.” Cevherî bu meselde شَاصِيًا kelimesin refʹ-i riclle tefsîr etmiştir, lâkin münâsib olan refʹ-i basarla tefsîr etmekti,zîrâ mesel-i mezbûru شَصْوَةٌ zeylinde zikr etmiştir. Ve eger شَصَى zeylinde zikr etmiş olsa tefsîr-i mezbûr mutâbık olurdu. Ve
اَلشَّاصِيَةُ [eş-şâṡiyet] (ṡâd’ın kesriyle) Şol tulumdur ki içi pür olmağın ayakları kalkmış ola: وَيُقَالُ لِلزِّقَاقِ الْمَمْلُوءَةِ الشَّائِلَةِ الْقَوَائِمِ وَالْقِرَبِ إِذَا كَانَتْ مَمْلُوءَةً أَوْ نُفِخَ فِيهَا فَارْتَفَعَتْ قَوَائِمُهَا Ve dolu olan kırbaya dahi derler. Ve
اَلشَّوَاصِي [eş-şevâṡî] (ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Cemʹi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı