eş-şeṡûṡ ~ اَلشَّصُوصُ

Kamus-ı Muhit - الشصوص maddesi

اَلشَّصُوصُ [eş-şeṡûṡ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Kıtlık ve kurak seneye denir; yukâlu: سَنَةٌ شَصُوصٌ أَيْ جَدْبَةٌ Ve koyu sütlü nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ شَصُوصٌ أَيِ الْغَلِيظَةُ اللَّبَنِ Cemʹi شَصَائِصُ [şeṡâ΄iṡ] ve شُصُصٌ [şuṡuṡ] gelir zammeteynle ve شِصَاصٌ [şiṡâṡ] gelir. Ve

شَصُوصٌ [şeṡûṡ] Sütü az nâkaya denir ki şâzz olarak أَشْصَاصٌ [eşṡâṡ] lafzından me΄hûzdur, ke-mâ se-yuzkeru.

اَلشُّصُوصُ [eş-şuṡûṡ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلشِّصَاصُ [eş-şiṡâṡ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Nâka koyu sütlü olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَصَّتِ النَّاقَةُ شُصُوصًا وَشِصَاصًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَانَتْ غَلِيظَةَ اللَّبَنِ Ve bir kimse şedâ΄ide diş kısıp sabr ve tahammül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَصَّ فُلاَنٌ إِذَا عَضَّ نَوَاجِذَهُ صَبْرًا Ve dirlik teng ve şedîd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَصَّتِ الْمَعِيشَةُ إِذَا اشْتَدَّتْ Ve menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَصَّ عَنْهُ إِذَا مَنَعَهُ Ve gitmek maʹnâsınadır; tekûlu: مَا أَدْرِي أَيْنَ شَصَّ هُوَ أَيْ أَيْنَ ذَهَبَ

Vankulu Lugatı - الشصوص maddesi

اَلشَّصُوصُ [eş-şeṡûṡ] (şîn’in fethi ve ṡâd’ın zammıyla) Şol nâkadır ki sütü az ola.

اَلشُّصُوصُ [eş-şuṡûṡ] (zammeteynle) Cemʹi; yukâlu: هُوَ شِصٌّ مِنَ الشُّصُوصِ Ve bu teşbîhen olur. Ve

شُصُوصٌ [şuṡûṡ] Maʹîşet teng olmağa dahi derler; yukâlu: شَصَّتْ مَعِيشَتُهُمْ شُصُوصًا إِذَا ضَاقَتْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı