eş-şaṯûr ~ اَلشَّطُورُ

Kamus-ı Muhit - الشطور maddesi

اَلشَّطُورُ [eş-şaṯûr] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol koyuna denir ki memelerinin birisi kuruyup soğuşmuş ola, ʹalâ-kavlin iki emziğinin birisi âherinden uzun ola; yukâlu: شَاةٌ شَطُورٌ إِذَا كَانَتْ يَبِسَ أَحَدُ خِلْفَيْهَا أَوْ كَانَ أَحَدُ طُبْيَيْهَا أَطْوَلَ مِنَ الْآخَرِ Ve şol sevb ve döşeme makûlesine denir ki ʹarzı tarafından olan köşelerinin birisi dîgerinden uzun ola, Fârisîde ona kûs denir; yukâlu: ثَوْبٌ شَطُورٌ إِذَا كَانَ أَحَدُ طَرَفَيْ عَرْضِهِ أَطْوَلَ مِنَ الْآخَرِ

اَلشُّطُورُ [eş-şuṯûr] (zammeteynle) ve

اَلشُّطُورَةُ [eş-şuṯûret] (hâ’yla) Maʹnâ-yı mezkûrdan masdardır; yukâlu: شَطَرَتِ الشَّاةُ وَشَطُرَتْ شُطُورًا وَشُطُورَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالْخَامِسِ إِذَا صَارَتْ شَطُورًا Ve

شُطُورٌ [şuṯûr] Bir adam bir kimseye bakar iken onun gayrısına bakar gibi bakmak maʹnâsınadır, gûyâ ki nazarını iki bölük eylemiş olur; yukâlu: شَطَرَ بَصَرَهُ شُطُورًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا صَارَ كَأَنَّهُ يَنْظُرُ إِلَيْكَ وَإِلَى آخَرَ يَعْنِي كَأَنَّهُ نَصَّفَ بَصَرَهُ Ve

شُطُورٌ [şuṯûr] ve

شُطُورَةٌ [şuṯûret] شَطَارَةٌ [şaṯâret] maʹnâsına gelir, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - الشطور maddesi

اَلشَّطُورُ [eş-şeṯûr] (şîn’in fethi ve ṯâ’nın zammıyla) Şol koyundur ki onun memesinin biri uzun ve biri kısa ola. Kezâlik memesinin birisi kuruyana dahi derler. Ve

شَطُورٌ [şeṯûr] Şol nâkaya dahi derler ki memesinin başının ikisi kurumuş ola, zîrâ nâkanın memesinin başı dörttür.

اَلشُّطُورُ [eş-şuṯûr] (zammeteynle) Sana nazar ederken senin gayrına nazar eder gibi olmak; yukâlu: شَطَرَ بَصَرُهُ يَشْطُرُ شُطُورًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve sâhib-i Ṡurâḩ’ın bu makâmda شُطُورٌ [şuṯûr] “şûhî kerden” dediği savâb değildir, zîrâ Cevherî şûhî kerden maʹnâsına gelen شَطَارَةٌ [şeṯâret]tir demiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı