اَلصَّفِيرُ [eṡ-ṡafîr] (صَرِيرٌ [ṡarîr] vezninde) Islığa denir, dudak ile çalarlar, düdük sesi gibi ses çıkarırlar, Fârisîde huşpulek derler ve bu خُلُوٌّ [ḣuluvv] maʹnâsından me΄hûzdur. Ve
صَفِيرٌ [ṡafîr] Masdar olur, ıslık çalmak maʹnâsına; yukâlu: صَفَرَ الرَّجُلُ صَفِيرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَاتَ بِفِيهِ Ve eşek kısmını su içmeğe çağırmak maʹnâsınadır, sebebiyyet münâsebetiyle; yukâlu: صَفَرَ بِالْحِمَارِ إِذَا دَعَاهُ لِلْمَاءِ
اَلصَّفِيرُ [eṡ-ṡafîr] (ṡâd’ın fethi ve fâ’nın kesriyle) Sıklık çalmak; yukâlu: صَفَرَ الطَّائِرُ يَصْفَرُ صَفِيرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı