eṡ-ṡafûf ~ اَلصَّفُوفُ

Kamus-ı Muhit - الصفوف maddesi

اَلصَّفُوفُ [eṡ-ṡafûf] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol nâkaya denir ki sütü pek çok olmakla sağılırken birkaç kap dizer ola; mübâlagaten kendisine isnâd olunmuştur, ʹalâ-kavlin sağılırken ellerini nizâm üzere basıp durur ola; yukâlu: نَاقَةٌ صَفُوفٌ إِذَا كَانَتْ تَصُفُّ أَقْدَاحًا مِنْ لَبَنِهَا لِكَثْرَتِهِ أَوْ تَصُفُّ يَدَيْهَا عِنْدَ الْحَلْبِ

Vankulu Lugatı - الصفوف maddesi

اَلصَّفُوفُ [eṡ-ṡafûf] (ṡâd’ın fethi ve fâ’nın zammı ve meddiyle) Şol nâkadır ki onu sağarken bir niçe kab dizerler sütü çok olduğundan ötürü, nitekim قَرُونٌ [ḵarûn] derler ḵâf’ın fethi ve râ’nın zammı ile veشَفُوعٌ [şefûʹ] derler şîn-i muʹcemenin fethi ve fâ’nın zammıyla. Ve قَرُونٌ [ḵarûn] şol nâkadır ki memesinin başları bir yere gelmiş ola. Ve شَفُوعٌ [şefûʹ] şol nâkadır ki bir sağımda iki kab doldura. Baʹzılar eyitti: صَفُوفٌ [ṡafûf] Şol nâkadır ki sağılırken ellerin berâber tuta.

اَلصُّفُوفُ [eṡ-ṡufûf] (zammeteynle) Cemʹi. Ve

صَفٌّ [ṡaff] Alay yığılmağa dahi derler. Ve

صَفٌّ [ṡaff] Süt sağarken süt kapların sıravardı dizmeğe dahi derler. Ve

صَفٌّ [ṡaff] Eti âteş üzerine dizmeğe dahi derler, biryân kılmak için; tekûlu: صَفَفْتُ اللَّحْمَ صَفًّا Ve

صَفٌّ [ṡaff] Eyerin iki kaşının arasına صُفَّةٌ [ṡuffet] kılmağa derler; tekûlu: صَفَفْتُ السَّرْجَ إِذَا جَعَلْتَ لَهُ صُفَّةً

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı