اَلطَّفْرَةُ [eṯ-ṯafret] (ṯâ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) ve
اَلطُّفُورُ [eṯ-ṯufûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Duvar gibi yüksek nesneyi sıçrayıp atlamak maʹnâsınadır; yukâlu: طَفَرَ الْحَائِطَ طَفْرَةً وَطُفُورًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا وَثَبَ إِلَى مَا وَرَاءَهُ Şârih der ki Miṡbâḩ’ın ve sâ΄irin beyânlarına göre طَفْرَةٌ [ṯafret] وُثُوبٌ [vušamp;ûb]dan ahasstır. Ve ʹinde’l-baʹz وُثُوبٌ [vušamp;ûb] yukarıdan aşağıya ve طَفْرَةٌ [ṯafret] aşağıdan yukarıya sıçramaktır; yukâlu: وَثَبَ الرَّجُلُ إِذَا كَانَ مِنْ فَوْقٍ ve yukâlu: طَفَرَ إِذَا كَانَ إِلَى فَوْقٍ كَالْحَائِطِ Ve
طَفْرَةٌ [ṯafret] طَثْرَةٌ [ṯašamp;ret] maʹnâsınadır ki sütün yüzünde olan ince kaymağa denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı