eṯ-ṯalʹ ~ اَلطَّلْعُ

Kamus-ı Muhit - الطلع maddesi

اَلطَّلْعُ [eṯ-ṯalʹ] (ṯâ’nın fethiyle) Mikdâr maʹnâsınadır; yukâlu: اَلْجَيْشُ طَلْعُ أَلْفٍ مِقْدَارُهُ Ve hurmâ ağacından ibtidâ zuhûr eden tomurcuğa denir ki birbirine kapaklanmış hurde naʹleyn şeklinde olup asl yemiş bunların aralığında dizili ve ucu sivri olur, ʹalâ-kavlin ibtidâ çıkan yemişine denir ki kabuğuna كُفُرَّى [kufurrâ] denir, Türkîde kapçık taʹbîr olunur. Ve dâhilinde olan beyâz olmakla إِغْرِيضٌ [iġrîḋ] derler, niteki mâddesinde beyân olundu, eğer hurmâ dişi ise bu yemiş olur ve eğer erkek ise yemiş ulup nişasta gibi bir nesne olur ve be-gâyet tîz râyihası olur ve onunla dişi hurmâya aşı ederler.

اَلطِّلْعُ [eṯ-ṯilʹ] (ṯâ’nın kesriyle) إِطِّلاَعٌ [iṯṯilâʹ] lafzından ismdir, muttaliʹ olacak nesneye denir; ve minhu tekûlu: إِطَّلِعَ طِلْعَ الْعَدُوِّ أَيْ أَمْرَهُ الَّذِي يُطَّلَعُ Ve şol yüksek yere denir ki oradan bir nesneye bakılıp muttaliʹ olunur; yukâlu: نَظَرَ مِنَ الطِّلْعِ وَرَأَى سَوَادَ الْجَيْشِ أَيْ مِنَ الْمَكَانِ الْمُشْرِفِ الَّذِي يُطَّلَعُ مِنْهُ Ve cânib ve nâhiye maʹnâsınadır; tekûlu: كُنْ بِطِلْعِ الْوَادِي أَيْ نَاحِيَتِهِ Bu iki maʹnâda fethateynle de lügattır. Ve etrâfından alçak olup düz ve oturaklı olan arza denir, ʹalâ-kavlin câ-be-câ tepeli ve bayırlı yere denir. Ve yılana denir, حَيَّةٌ [ḩayyet] maʹnâsına. Ve râz ve serîreye ıtlâk olunur; tekûlu: أَطْلَعْتُهُ طِلْعَ أَمْرِي أَيْ أَبْثَثْتُهُ سِرِّي

Vankulu Lugatı - الطلع maddesi

اَلطِّلْعُ [eṯ-ṯilʹ] (ṯâ’nın kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Muttaliʹ olacak nesne maʹnâsına ismdir; tekûlu minhu: إِطَّلِعْ طِلْعَ الْعَدُوِّ أَيْ سِرَّهُ Ve

طَلْعٌ [ṯalʹ] (ṯâ’nın fethi ve kesriyle) Derenin çıkacak yeri.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı