اَلطُّلْمَةُ [eṯ-ṯulmet] (ṯâ’nın zammıyla) Ekmeğe denir; yukâlu: جَاءَ وَفِي يَدِهِ طُلْمَةٌ أَيْ خُبْزَةٌ
اَلطُّلْمَةُ [eṯ-ṯulmet] (ṯâ’nın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Şol ekmektir ki halk ona مَلَّةٌ [mellet] derler, egerçi hakîkatte مَلَّةٌ [mellet] ekmek gömdükleri çukurdur. Ve ekmeğin kendiye طُلْمَةٌ [ṯulmet] derler ve خُبْزٌ [ḣubz]aمَلِيلٌ [melîl] derler. Ve fi’l-hadîsi: “أَنَّهُ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَرَّ بِرَجُلٍ مُعَالَجٍ طُلْمَةً لِأَصْحَابِهِ فِي السَّفَرِ وَقَدْ عَرِقَ فَقَالَ لَا يُصِيبُهُ حَرُّ جَهَنَّمَ أَبَدًا”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı