el-ʹikm ~ اَلْعِكْمُ

Kamus-ı Muhit - العكم maddesi

اَلْعِكْمُ [el-ʹikm] (ʹayn’ın kesriyle) Metâʹı sarıp bağladıkları şerit makûlesi bağa denir. Ve yük dengine denir; cemʹi أَعْكَامٌ [aʹkâm]dır; ve minhu yukâlu: هُمَا عِكْمَا عَيْرٍ أَيْ عِدْلَاهُ Ve bir arka yükü nesneye denir ki boğça edip sırtına yüklenirler, كَارَةٌ [kâret] maʹnâsına, Fârisîde püştvâra denir; cemʹi عُكُومٌ [ʹukûm] gelir. Ve kuyu makarasına ve çarhına denir. Ve şol nihâlî makûlesi çite denir ki nisvân tâ΄ifesi ona zahîrelerini vazʹ ederler.

اَلْعَكْمُ [el-ʹakm] (ʹayn’ın fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Metâʹı bir sevble çekip bağlamak maʹnâsınadır, yük dengini şeritlemek gibi; yukâlu: عَكَمَ الْمَتَاعَ عَكْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَدَّهُ بِثَوْبٍ Ve

عَكْمٌ [ʹakm] Adamın bedeninde yanın iç yüzüne denir; yukâlu: إِشْتَكَى عَكْمَهُ أَيْ دَاخِلَ جَنْبِهِ Ve bir adamın ziyâretinden memnûʹ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عُكِمَ الرَّجُلُ عَنْهُ عَلَى الْمَجْهُولِ أَيْ صُرِفَ عَنْ زِيَارَتِهِ Ve muntazır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَمَ إِلَيْهِ إِذَا انْتَظَرَ Ve bir kimse üzere yürüyüp hamle eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَمَ عَلَيْهِ إِذَا كَرَّ Ve bir arz ve mahalle kasd ve teveccüh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَمَ الْأَرْضَ كَذَا إِذَا يَمَّمَهَا Ve gerilenmek, teʹehhür maʹnâsınadır; yukâlu: مَا عَكَمَ عَنْ شَتْمِهِ أَيْ مَا تَأَخَّرَ Ve deve semirip gövdesi kat kat yağ bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَمَتِ الْإِبِلُ إِذَا سَمِنَتْ وَحَمَلَتْ شَحْمًا عَلَى شَحْمٍ

Vankulu Lugatı - العكم maddesi

اَلْعِكْمُ [el-ʹikm] (ʹayn’ın kesri vekâf’ın sükûnuyla) Yükün bir tarafı, عِدْلٌ [ʹidl] maʹnâsına.

اَلْعَكْمُ [el-ʹakm] (ʹayn’ın fethi vekâf’ın sükûnuyla) Metâʹı bağlamak; tekûlu: عَكَمْتُ الْمَتَاعَ إِذَا شَدَدْتَهُ Ve

عَكْمٌ [ʹakm] Deveye yük yükletmeğe dahi derler; tekûlu: عَكَمْتُ الْبَعِيرَ إِذَا شَدَدْتَ عَلَيْهِ الْعِكْمَ Ve

عَكْمٌ [ʹakm] Yük tayına derler, nitekim el-ân mürûr etti. Ve

عَكْمٌ [ʹakm] Bir kimse ziyâretten menʹ olunmağa dahi derler; yukâlu: عَكَمَ عَنَّا فُلَانٌ عَكْمًا إِذَا صَرَفَ عَنْ زِيَارَتِكِ Ve

عَكْمٌ [ʹakm] İntizâra dahi derler; yukâlu: لَمْ يَعْكُمْ فُلَانٌ أَيْ لَمْ يَنْتَظِرْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı