اَلْغَشْمَرَةُ [el-ġaşmeret] (şîn-i muʹceme ile دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezninde) Bir husûsa tesebbüt ve te΄ennî ve tevakkuf eylemeksizin ʹale’l-fevr mübâşeret ve iʹmâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فُلاَنٌ يُغَشْمِرُ الْأَمْرَ إِذَا أَتَاهُ مِنْ غَيْرِ تَثَبُّتٍ Ve zulm ve sitem eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَشْمَرَ فُلاَنًا إِذَا تَهَضَّمَهُ وَظَلَمَهُ Ve
غَشْمَرَةٌ [ġaşmeret] İsm olur, sese denir; tekûlu: سَمِعْتُ غَشْمَرَةً أَيْ صَوْتًا Cemʹi غَشَامِرُ [ġaşâmir] gelir. Ve bir adam mübâşeret eylediği işte bî-bâk u pervâ hod-râylık eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَشْمَرَ فُلاَنٌ إِذَا رَكِبَ رَأْسَهُ فِي الْحَقِّ وَالْبَاطِلِ لاَ يُبَالِي مَا صَنَعَ Ve sel suyu zuhûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَشْمَرَ السَّيْلُ إِذَا أَقْبَلَ
اَلْغَشْمَرَةُ [el-ġaşmeret] (ġayn’ın fethi ve şîn’in sükûnuyla دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezni üzere) Güzâfîn bir iş işlemek. Ve sel gelmeğe dahi derler; yukâlu: غَشْمَرَ السَّيْلُ إِذَا أَقْبَلَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı