el-ġasl ~ اَلْغَسْلُ

Kamus-ı Muhit - الغسل maddesi

اَلْغَسْلُ [el-ġasl] (ġayn’ın fethi ve zammıyla) Yaykamak maʹnâsınadır; yukâlu: غَسَلَ الثَّوْبَ غَسْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا طَهَّرَهُ بِالْمَاءِ Baʹzılar ʹindide ġayn’ın fethiyle masdar ve zammıyla ismdir ki yaykamağa ve yaykanmağa denir. Ve

غَسْلٌ [ġasl] Bir adamı dövüp vücûdunu acıtmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: غَسَلَهُ إِذَا ضَرَبَهُ فَأَوْجَعَ Ve çok cimâʹ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir, insân ve hayvânda istiʹmâl olunur; yukâlu: غَسَلَ الْمَرْأَةَ إِذَا جَامَعَهَا كَثِيرًا وَيُقَالُ غَسَلَ الْفَحْلُ النَّاقَةَ إِذَا أَكْثَرَ ضِرَابَهَا Ve at pek terlemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: غُسِلَ الْفَرَسُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا عَرِقَ

اَلْغُسْلُ [el-ġusl] (ġayn’ın zammıyla) İsmdir, yunup yaykanmağa denir; غُسْلٌ [ġusl]-i şerʹî maʹlûmdur; ve minhu: اَلْغُسْلُ فَرْضُهُ كَذَا Ve

غُسْلٌ [ġusl] إِغْتِسَالٌ [iġtisâl] olunacak suya denir, ekl olunacak nesneye أُكْلٌ [ukl] dedikleri gibi; tekûlu: سَكَبْتُ لَهُ غُسْلًا أَيْ مَاءً يَغْتَسِلُ بِهِ

اَلْغِسْلُ [el-ġisl] (ġayn’ın kesriyle) ve

اَلْغُسَلُ [el-ġusel] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve

اَلْغَسِيلُ [el-ġasîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْغُسَلَةُ [el-ġuselet] (ġayn’ın zammıyla هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) ve

اَلْمِغْسَلُ [el-miġsel] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve

اَلْغِسِّيلُ [el-ġissîl] (سِكِّيتٌ [sikkît] vezninde) Dişiye çok aşıcı aygır ata ve buğur deveye denir, ʹalâ-kavlin çok aşıp gebe etmez olanına denir; yukâlu: فَحْلٌ غِسْلٌ وَغُسَلٌ وَغَسِيلٌ وَغُسَلَةٌ وَمِغْسَلٌ وَغِسِّيلٌ أَيْ كَثِيرُ الضِّرَابُ أَوْ يُكْثِرُ الضِّرَابَ وَلَا يُلْقِحُ Ve bu insânda dahi istiʹmâl olunur.

اَلْغِسْلُ [el-ġisl] ve

اَلْغِسْلَةُ [el-ġislet] (ġayn’ların kesriyle) ve

اَلْغَسُولُ [el-ġasûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve

اَلْغَسُّولُ [el-ġassûl] (تَنُّورٌ [tennûr] vezninde) Bunlar da إِغْتِسَالٌ [iġtisâl] olunacak suya denir. Ve خِطْمِيٌّ [ḣiṯmiyy]ye yaʹnî kendisiyle nesne gasl edecek hâtem çiçeğine ve çevgân makûlesine denir ki aʹrâbın sâbûnlarıdır. Bu cihetle sâbûna da ıtlâk olunur. Ve

غِسْلَةٌ [ġiṡlet] (ġayn’ın kesriyle) Mutlakan tîbe ve sürünecek dühne ıtlâk olunur. Ve nisvân saçlarını tararken yumuşatmak için saçlarına saçtıkları ʹabîr makûlesine denir. Ve

غِسْلٌ [ġisl] ve

غِسْلَةٌ [ġislet] (kezâlik ġayn’ların kesriyle) Baş yaykadıkları nesneye denir, mersin ve hâtem çiçeği ve çoğan ve gil taʹbîr olunan çamur gibi. Ve mersin yaprağına denir ki baʹzı tîble terkîb edip nisvân saçlarına sürünürler.

Vankulu Lugatı - الغسل maddesi

اَلْغَسْلُ [el-ġasl] (ġayn’ın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Yumak; tekûlu: غَسَلْتُ الشَّيْءَ غَسْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي

اَلْغُسْلُ [el-ġusl] (ġayn’ın zammı ve sîn’in sükûnuyla) İsmdir, yunmak maʹnâsından. Ve sîn’in zammı dahi lügattir.

اَلْغِسْلُ [el-ġisl] (ġayn’ın kesri ve sîn’in sükûnuyla) Şol nesnedir ki onunla baş yurlar, gerek hatmî olsun gerek gayrı olsun.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı