اَلْفَقَاهَةُ [el-feḵâhet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve
اَلْفَقَهُ [el-feḵah] (fethateynle) Fakîh olmak yaʹnî ʹilm-i şerîʹata ʹâlim olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقُهَ الرَّجُلُ وَفَقِهَ فَقَاهَةً وَفَقَهًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا كَانَ فَقِيهًا ve yukâlu li’ş-şâhidi: كَيْفَ فَقَاهَتُكَ لِمَا أَشْهَدْنَاكَ وَلَا يُقَالُ فِي غَيْرِهِ أَوْ يُقَالُ فِيمَا ذَكَرَ الزَّمَخْشَرِيُّ
اَلْفَقَاهَةُ [el-feḵâhet] (fâ’nın fethi ve ḵâf’ın tahfîfiyle) Zikr olunan ʹilme ʹâlim olmak; tekûlu: فَقُهَ فَقَاهَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı