اَلْفَقْسُ [el-faḵs] (حَبْسٌ [ḩabs] vezninde) Kuş yumurtayı kırıp içinde olan yavruyu çıkarmak, ʹalâ-kavlin yumurtayı cılk etmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَسَ الطَّائِرُ بَيْضَهُ فَقْسًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَسَرَهَا وَأَخْرَجَ مَا فِيهَا أَوْ أَفْسَدَهَا Ve katl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَسَ الْحَيَوَانَ إِذَا قَتَلَهُ Ve bir kimseyi işinden zoraki döndürmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَسَهُ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا وَقَمَهُ Ve bir kimsenin saçından yâ sakalından tutup aşağıya çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَسَ فُلاَنٌ إِذَا جَذَبَهُ بِشَعْرِهِ سُفْلاً ʹAlâ-kavlin bu üç maʹnâda ḵâf’ın takdîmiyledir.
اَلْفَقْسُ [el-faḵs] (fâ’nın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Fâsid kılmak; yukâlu: فَقَسَ الطَّائِرُ بَيْضَتَهُ إِذَا أَفْسَدَهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı