اَلْفَقِيهُ [el-feḵîh] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلْفَقُهُ [el-feḵuh] (نَدُسٌ [nedus] vezninde) Bâb-ı mezkûrlardan vasflardır; cemʹi فُقَهَاءُ [fuḵahâ΄] gelir, عُلَمَاءُ [ʹulemâ΄] vezninde. Mü΄ennesleri فَقِيهَةٌ [faḵîhet] ve فَقُهَةٌ [feḵuhet]tir; cemʹi فُقَهَاءُ [fuḵahâ΄] ve فَقَائِهُ [feḵâ΄ih] gelir, فَرَائِضُ [ferâ΄iḋ] vezninde. Ve
فَقِيهٌ [feḵîh] Şol aygıra ve buğura ıtlâk olunur ki gebe olan ile gebe olmayıp kösnük olanı temeyyüz eylemekte hâzık ola; yukâlu: فَحْلٌ فَقِيهٌ أَيْ طَبٌّ بِالضِّرَابِ يَعْنِي حَاذِقٌ بِذَوَاتِ الضَّبْعِ وَذَوَاتِ الْحَمْلِ
اَلْفَقِيهُ [el-feḵîh] (fâ’nın fethi ve ḵâf’ın kesri ve meddiyle) ʹİlm-i şerîʹatte ʹâlim olan kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı