اَلْقَرْعَى [el-ḵarʹâ] (ḵâf’ın fethi ve elifin kasrıyla) قَرِيعٌ [ḵarîʹ]in cemʹi مَرِيضٌ [merîḋ]le مَرْضَى [merḋâ] gibi; yukâlu: إِسْتَنَّتِ الْفِصَالُ حَتَّى الْقَرْعَى Ve إِسْتِنَانٌ [istinân] davar neşâta gelip oynamağa derler. Ve
قَرِيعٌ [ḵarîʹ] Döl için ihtiyâr olan erkeğe dahi derler, yâ muhtâr olduğu için veyâhûd nâkayı قَرْعٌ [ḵarʹ] ettiği için. Ve
قَرِيعٌ [ḵarîʹ] Seyyid maʹnâsına da gelir; yukâlu: فُلَانٌ قَرِيعُ دَهْرِهِ Ve
قَرِيعٌ [ḵarʹî] Hem-kurʹa maʹnâsına da gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı