اَلْإِقْسِينَانُ [el-iḵsînân] (إِطْمِينَانٌ [iṯmînân] vezninde) ve
اَلْقُسَأْنِينَةُ [el-ḵuse΄nînet] (طُمَأْنِينَةٌ [ṯume΄nînet] vezninde) Ağaç kuruyup kaskatı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْسَأَنَّ الْعُودُ إِقْسِينَانًا وَقُسَأْنِينَةً إِذَا اشْتَدَّ وَعَسَا Burada قُسَأْنِينَةٌ [ḵuse΄nînet] ism iken masdar mevkiʹinde istiʹmâl olunmuştur. Ve bir adam pek pîr olmakla bedeni değnek gibi kupkuru olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْسَأَنَّ الرَّجُلُ إِذَا كَبِرَ وَعَسَا Ve dâ΄imâ iş üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْسَأَنَّ فِي الْعَمَلِ إِذَا مَضَى Ve gece pek karanu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْسَأَنَّ اللَّيْلُ إِذَا اشْتَدَّ ظَلَامُهُ
اَلْقُسَأْنِينَةُ [el-ḵuse΄nînet] (ḵâf’ın zammı ve sîn’in fethi ve nûn’un kesri ve yâ’nın tahfîfiyle) Bir nesne berk olmak; yukâlu: إِقْسَأَنَّ الْعُودُ وَغَيْرُهُ إِذَا اشْتَدَّ Ve gece karanu olmağa dahi derler; yukâlu: إِقْسَأَنَّ اللَّيْلُ إِذَا اشْتَدَّ ظَلَامُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı