el-kefḩ ~ اَلْكَفْحُ

Kamus-ı Muhit - الكفح maddesi

اَلْكَفْحُ [el-kefḩ] (مَدْحٌ [medḩ] vezninde) Bir şey΄in örtüsünü giderip açmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَحَهُ كَفْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا كَشَفَ عَنْهُ غِطَاءَهُ Ve vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَحَهُ بِالْعَصَا إِذَا ضَرَبَهُ بِهَا Ve davarı durdurmak için licâmını çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَحَ لِجَامَ الدَّابَّةِ إِذَا جَذَبَهُ يَعْنِي لِتَقِفَ Ve rû-be-rû olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَحَ فُلاَنًا إِذَا وَاجَهَهُ Ve bir kimseyi ansızın öpmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَحَ الْمَرْأَةَ إِذَا قَبَّلَهَا فَجْأَةً Ve hacil ve şermsâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَفِحَ الرَّجُلُ عَنْهُ كَفْحًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا خَجِلَ Ve korkak olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَفِحَ الرَّجُلُ إِذَا جَبُنَ

Vankulu Lugatı - الكفح maddesi

اَلْكَفْحُ [el-kefḩ] Bir nesneye rû-be-rû teveccüh etmek; tekûlu: كَفَحْتُهُ كَفْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اسْتَقْبَلْتَهُ كَفَّةَ كَفَّةَ Ve كَفَّةَ كَفَّةَ [keffete keffete] kâf’ın fethi ve fâ’nın teşdîdiyle lafzeyndir ki kelime-i vâhide hükmünde olmağın خَمْسَةَ عَشَرَ gibi feth üzere mebnî olmuşlardır, yüze yüz demek olur. Ve fi’l-hadîsi: “إِنّيِ لَأَكْفَحُهَا وَأَنَا صَائِمٌ” أَيْ أُوَاجِهُهَا بِالْقِبْلَةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı