اَلْكُلُوحُ [el-kulûḩ] ve
اَلْكُلاَحُ [el-kulâḩ] (kâf’ların zammıyla) Türş-rûluk arasında sırıtmak maʹnâsınadır ki dudakları çekilip ön dişleri nümâyân olmaktan ʹibârettir ki türş-rûluğun bedliği ve pek bî-mîzeliğidir; yukâlu: كَلَحَ الرَّجُلُ كُلُوحًا وَكُلاَحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا تَكَشَّرَ فِي عُبُوسٍ
اَلْكُلُوحُ [el-kulûḩ] (zammeteynle) Türş-rûluk arasında olan sırıtmaktır, tebessüm maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı