el-kulûlet ~ اَلْكُلُولَةُ

Kamus-ı Muhit - الكلولة maddesi

اَلْكِلَّةُ [el-killet] (kâf’ın kesriyle) ve

اَلْكَلَالَةُ [el-kelâlet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve

اَلْكُلُولَةُ [el-kulûlet] ve

اَلْكُلُولُ [el-kulûl] (kâf’ların zammıyla) Yorulmak ve füru-mânde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّ الرَّجُلُ كَلًّا وَكِلَّةً وَكَلَالَةً وَكَلُولَةً وَكُلُولًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَعْيَا Ve bir adam veled ve vâlidsiz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ كَلًّا أَيْ لَا وَلَدَ لَهُ وَلَا وَالِدَ Ve gözde hiddet-i basar olmayıp fersiz hîre olmak, kezâlik kılıç ve bıçak makûlesi kesmez, künd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَّ الْبَصَرُ وَالسَّيْفُ وَغَيْرُهُ إِذَا لَمْ يَقْطَعْ ve kezâ yukâlu: كَلَّ لِسَانُهُ وَبَصَرُهُ إِذَا نَبَا وَلَمْ يُحَقِّقِ الْمَنْظُورَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı