اَلْمَيْرُ [el-meyr] (سَيْرٌ [seyr] vezninde) Mahall-i âherden zahîre getirmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَارَ فُلاَنٌ عِيَالَهُ يَمِيرُ مَيْرًا إِذَا أَتَاهُمْ بِمِيرَةٍ Ve devâ΄ makûlesinin çâşnîsîni bilmek için tatmak maʹnâsınadır; tekûlu: مِرْتُ الدَّوَاءَ إِذَا ذُقْتَهُ Ve yünü ve yapağıyı ditmek maʹnâsınadır; tekûlu: مِرْتُ الصُّوفَ إِذَا نَفَشْتَهُ
اَلْمَيْرُ [el-meyr] (mîm’in fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Terike götürmek; yukâlu: مَارَ أَهْلَهُ يَمِيرُهُمْ مَيْرًا ve minhu kavluhum: مَا عِنْدَهُ خَيْرٌ وَلَا مَيْرٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı