اَلْمِيقَعَةُ [el-mîḵaʹat] (mîm’in kesriyle) Çırpıcıların üzerinde bez çırptıkları tomruk gibi kalın ağaca denir. Ve büyük çekice ve tokaca denir; yukâlu: وَقَعَهُ الْقَيْنُ بِالْمِيقَعَةِ أَيِ الْمِطْرَقَةِ Ve doğan ve şâhîn oturağına denir ki arkuru ağaçlardan düzerler ki künde taʹbîr olunur, kündüre muhaffefidir; yukâlu: هَذِهِ مِيقَعَةُ الْبَازِي أَيِ الْمَوْضِعُ الَّذِي يَأْلَفُهُ الْبَازِي Ve uzun bileği taşına denir.
اَلْمِيقَعَةُ [el-mîḵaʹat] (mîm’in kesri ve meddiyle) Şol nesnedir ki doğan onun üzerinde durmağı ʹâdet edinir. Ve
مِيقَعَةٌ [mîḵaʹat] Kassârın üzerinde bez döğdüğü ağaca dahi derler. Ve
مِيقَعَةٌ [mîḵaʹat] Çekice dahi derler, مِطْرَقَةٌ [miṯreḵat] maʹnâsına. Ve baʹzılar eyitti: مِيقَعَةٌ [mîḵaʹat] uzun bileği taşıdır ki onunla bıçak bilerler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı