اَلْمَيْعُ [el-meyʹ] (بَيْعٌ [beyʹ] vezninde) Sıvık nesne yer yüzüne yapça yapça yayılıp akmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَاعَ الشَّيْءُ يَمِيعُ مَيْعًا إِذَا جَرَى عَلَى وَجْهِ الْأَرْضِ مُنْبَسِطًا فِي هِينَةٍ Ve at su gibi bir düzeye seğirtip gitmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَاعَ الْفَرَسُ إِذَا جَرَى Ve erimek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَاعَ السَّمْنُ إِذَا ذَابَ
اَلْمَيْعُ [el-meyʹ] (mîm’in fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Erimek; yukâlu: مَاعَ السَّمْنُ يَمِيعُ إِذَا ذَابَ Ve ذَوَبَانٌ [ževebân] žâl-ı muʹceme ile erimek maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı