اَلْهَمِيمُ [el-hemîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلتَّهْمِيمُ [et-tehmîm] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) İsm olarak تَمْتِينٌ [temtîn] gibi, zaʹîf yağmura denir; yukâlu: فِي السَّمَاءِ هَمِيمٌ وَتَهْمِيمٌ أَيْ مَطَرٌ ضَعِيفٌ Ve
هَمِيمٌ [hemîm] Şol süte denir ki yayık tulumuna cemʹ olunup lâkin henüz yoğurt olmaksızın şürb oluna.
اَلْهَمِيمُ [el-hemîm] (hâ’nın fethi ve mîm’in kesri ve meddiyle) Âheste yürümek, دَبِيبٌ [debîb] gibidir veznen ve maʹnen; tekûlu: هَمَمْتُ أَهِمُّ هَمِيمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı