el-hevâ΄ ~ اَلْهَوَاءُ

Kamus-ı Muhit - الهواء maddesi

اَلْهَوَاءُ [el-hevâ΄] (سَمَاءٌ [semâ΄] vezninde) Yer ile gök arasına denir,جَوٌّ [cevv] maʹnâsına. Şârih der ki ʹinde’t-tahkîk ʹanâsır-ı erbaʹa aksâmındandır ki kürre-i nârdan aşağı ve mâ΄ ve türâbdan yukarı, cirm-i basît ve hârr ve ratb ve şeffâf velatîf ve müteharriktir. İntehâ. Ve

هَوَاءٌ [hevâ΄] Bir nesne ile memlû ve meşgûl olmayıp mutlakan fârig ve hâlî olan yere ıtlâk olunur. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ﴾ أَيْ لَا عُقُولَ لَهُمْ Ve korkak ve cebân adama ıtlâk olunur, kalbi cür΄etten hâlî olduğu için.

اَلْهِوَاءُ [el-hivâ΄] (كِسَاءٌ [kisâ΄] vezninde) Bir nesneye ikbâl ve teveccüh eylemek maʹnâsınadır, niteki لِوَاءٌ [livâ΄] bir nesneye ense verip yüz döndürmek,إِدْبَارٌ [idbâr] maʹnâsınadır. Ve bunlar müzdevicen istiʹmâl olunur,bir kerre rıfk ve mülâyemet gösterip ve bir defʹa şiddetle muʹâmele eylemek mevkiʹine mahsustur,meselâ bir adam bir nesneyi inkâr yâhûd taʹassub eyledikte gâh sühûlet ve mülâyemet ve gâh teşdîd ve tazyîk eylemek gibi; yukâlu: عَامَلَهُ بِالْهِوَاءِ وَاللِّوَاءِ وَهُوَ أَنْ يُقْبِلَ بِالشَّيْءِ وَيُدْبِرَ أَيْ يُلَايِنُهُ مَرَّةً وَيُشَادُّهُ أُخْرَى

Vankulu Lugatı - الهواء maddesi

اَلْهَوَاءُ [el-hevâ΄] (hâ’nın fethi ve elifin meddiyle) Yerle gök arası. Ve her hâlî olan yere هَوَاءٌ [hevâ΄] derler. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ﴾ (ابراهيم، 43) أَيْ لَا عُقُولَ لَهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı