اَلْهَوْذَلَةُ [el-hevželet] (حَوْقَلَةٌ [ḩavḵalet] vezninde) Sürʹatle yürümek maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin çalkanarak seğirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَوْذَلَ فِي مَشْيِهِ إِذَا أسْرَعَ أَوِ اضْطَرَبَ فِي عَدْوِهِ Ve süt tulumu çalkanıp yayılmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَوْذَلَ السِّقَاءُ إِذَا تَمَخَّضَ Ve cimâʹ husûsunda zaʹîf ve bî-mecâl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَوْذَلَ الرَّجُلُ إِذَا ضَعُفَ فِي الْجِمَاعِ Ve çöğdürüp işemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَوْذَلَ بِبَوْلِهِ إِذَا نَزَاهُ وَرَمَى بِهِ
اَلْهَوْذَلَةُ [el-hevželet] (ʹalâ-vezni اَلدَّحْرَجَة [ed-daḩrecet]) Devenin sidiği müteharrik olmak; yukâlu: هَوْذَلَ الْبَعِيرُ بِبَوْلِهِ إِذَا اهْتَزَّ بَوْلُهُ وَتَحَرَّكَ Ve meşk çalkanmağa dahi derler; yukâlu: هَوْذَلَ السِّقَاءُ إِذَا تَمَخَّضَ Ve bir kimse seğirtirken muztarib olmağa dahi derler; yukâlu: هَوْذَلَ الرَّجُلُ إِذَا اضْطَرَبَ فِي عَدْوِهِ Ve kuyudan çıkarken kovada dahi hâl böyledir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı