اَلْهَوَى [el-hevâ] (hâ’nın fethi ve elifin kasrıyla) Bir nesneye meftûnluğa denir, ʹaşk maʹnâsınadır, ismdir. Ve bu hayrda ve şerrde müstaʹmel olur; yukâlu: أَخَذَهُ هَوًى سَيِّءٌ وَهَوًى حَسَنٌ أَيْ عِشْقٌ Ve nefsin irâde ve ârzûsuna denir ki murâd şehevâta ârzûdur;bunlar sâhibini vartaya düşürdüğünden ıtlâk olundu; yukâlu: لَا تَتَّبِعْ هَوَى النَّفْسِ أَيْ إِرَادَتَهَا Şârihin beyânına göre cemʹi أَهْوَاءٌ [ehvâ΄] gelir. Ve
هَوَى [hevâ] Nefsin irâde ve ârzû eylediği nesneye denir; yukâlu: هُوَ هَوَاهُ أَيْ مَهْوِيُّهُ Ve
هَوَى [hevâ] Bir nesneye muhabbet eylemek maʹnâsına masdar olur; yukâlu: هَوِيَهُ هَوًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَحَبَّهُ
اَلْهَوَى [el-hevâ] (hâ’nın fethi ve elifin kasrıyla) Nefsin bir nesneye meyl ve muhabbeti.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı