Ḣaḋḋam ~ خَضَّمٌ

Kamus-ı Muhit - خضم maddesi

اَلْخِضَمُّ [el-ḣiḋamm] (خِدَبٌّ [ḣidebb] vezninde) Hamûl ve deryâ-dil ve kerîm ve civân-merd olan müteʹayyen ve zî-şân adama denir. Ve bu ricâla mahsûstur, nisvâna vasf olmaz;cemʹi خِضَمُّونَ [ḣiḋammûn] gelir; yukâlu: رَجُلٌ خِضَمٌّ أَيْ سَيِّدٌ حَمُولٌ مِعْطَاءٌ Ve

خِضَمٌّ [ḣiḋamm] Deryâya denir. Ve cemʹ-i kesîre denir. Ve iri cüsseli ʹazîmü’l-heykel ata denir; yukâlu: فَرَسٌ خِضَمٌّ أَيْ ضَخْمٌ Ve pek kesici kılıca denir; yukâlu: سَيْفٌ خِضَمٌّ أَيْ قَاطِعٌ Ve bileğiye denir ki bıçak bilenir, مِسَنٌّ [misenn] maʹnâsına, zîrâ bıçak makûlesi demiri bileyip katʹ eder olmakla sebebiyyet ʹalâkasıyla ıtlâk olundu. Cevherî bunu mîm’in zammı ve sîn’in kesriyle ahz eylemekle اَلْمُسِنُّ مِنَ الْإِبِلِ yaʹnî yaşlı koca deve ile tefsîr eylemeğin galat eyledi ve Ebî Cezze’nin beytinde bu maʹnâya vârid olmuştur diye istişhâda işâret edip ve beyti zikr eylemedi. Ve o beyt budur: “شَاكَتْ رُغَامَى قَذُوفِ الطَّرْفِ خَائِفَةٍ || هَوْلَ الْجَنَانِ نَزُورٍ غَيْرِ مِخْدَاجِ || حَرَّى مُوَقَّعَةٌ مَاجَ الْبَنَانُ بِهَا|| عَلَى خِضَمٍّ يُسَقَّى الْمَاءَ عَجَّاجِ” Beyt-i sânîde olan حَرَّى kelimesi شَاكَتْ lafzının fâʹilidir. Maʹnâ-yı beyt دَخَلَتْ فِي كَبِدِهَا حَدِيدَةٌ عَطْشَى إِلَى دَمِ الْوَحْشِ وَقَدْ وَقَّعَهَا الْحَدَّادُ وَاضْطَرَبَ الْبَنَانُ بِتَحْدِيدِهَا عَلَى مِسَنٍّ مَسْقِيٍّ demektir, pes hâsıl-ı maʹnâ: “Bıçakçı bileğiye sürerken parmaklarının uçları beri öte müteharrik ve muztarib olan hadîde-i meskiyye ki dem-i âhûya teşnedir, vasf-ı mezkûr üzere olan âhûnun ciger-kûşesine dokunup oraya saplandı” demek olur.

Vankulu Lugatı - خضم maddesi

خَضَّمٌ [Ḣaḋḋam] (ḣâ’nın fethi ve ḋâd’ın fethi ve teşdîdiyle بَقَّمٌ [baḵḵam] vezni üzere) ʹAnber b. Temîm’in ismidir ki kabîlede dahi istiʹmâl olunur. Ve şöyle zuʹm olundu ki mezbûrlara خَضَّمٌ [Ḣaḋḋam] dedikleri kesret-i ekllerinden ve vüfûr-ı madglarından ötürüdür, zîrâ خَضَّمٌ [ḣaḋḋam] sîgası ebniye-i efʹâldendir, ebniye-i esmâdan değildir. Ve

خَضَّمٌ [Ḣaḋḋam] Bir suyun dahi ismidir. Ve bu şâzzdır, nitekim بَقَّمٌ [baḵḵam] tefsîrinde zikr olunmuştur, yaʹnî usûl-i esmâda sîga-i fiʹl yokturve vâkiʹ olan ʹalâ-vechi’ş-şüzûzdur demiştir.

اَلْخِضَمُّ [el-ḣiḋamm] (ḣâ’nın kesri ve ḋâd’ın fethi ve mîm’in teşdîdiyle هِجَفٌّ [hiceff] vezni üzere) İnʹâmı çok olan kimse, kesîrü’l-ʹatâyâ maʹnâsına. Ve هِجَفٌّ [hiceff] ehl-i cefâ olup sakîl olan kimsedir. Ve

خِضَمٌّ [ḣiḋamm] Cemʹ-i kesîre dahi derler. Ve

خِضَمٌّ [ḣiḋamm] Ebî Vecze rivâyeti üzere yaşlı deveye dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı